İstanbul'da düzenlenen 11. Trans Onur Yürüyüşü'ne polis müdahalesi damga vurdu. Kadıköy'de toplanan aktivistlere yönelik sert müdahale sonucu gözaltına alınan 46 kişiden 3'ü çocuk olmak üzere 39'u geceyi emniyette geçirdi. Gözaltına alınan aktivistlerin bir kısmı Kartal Adliyesi'nden serbest bırakılmaya başlandı. Ancak, beş kişi hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve karakolda imza verme şartıyla adli kontrol kararı verildi. Bu durum, aktivistler ve insan hakları savunucuları arasında büyük bir tepkiye yol açtı.

Gözaltılar ve Hukuki Süreç

Gözaltına alınan aktivistlere emniyet ifadelerinde 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçlaması yöneltildi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇDH) İstanbul Şubesi, gözaltılarla ilgili yaptığı açıklamada, "Gözaltına alınan 3 çocuk dün gece serbest bırakıldı. Gözaltındaki diğer herkes için mevcutlu kararı verildi. Mevcutlu 43 kişi bugün adliyeye çıkartılacak" ifadelerini kullandı. Bu durum, hukuki sürecin yakından takip edildiğini ve aktivistlerin haklarının korunması için çaba gösterildiğini ortaya koyuyor.

11. İstanbul Trans Onur Yürüyüşü Komitesi ise yaşanan hak ihlallerine karşı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

• "Dün, Kadıköy’de eylemin başlamasına henüz saatler olmasına rağmen 3 arkadaşımız GBT ile gözaltına alındı."
• "Arkadaşlarımız hakkında saatlerce bilgi alamadık, yani arkadaşlarımız geçici olarak zorla kaybedildi."
• "Toplam 42 arkadaşımız Kadıköy’de polis işkencesiyle gözaltına alındı; gözaltına alınan 42 kişiden 3’ü çocuk, çocukların işlemleri tamamlandı ve serbest bırakıldılar. Kalan 39 kişi dün gece mevcutlu tutuldu."
• "Beyoğlu’nda rastgele gözaltına alınan 4 kişiden 1’i turist, bu 4 kişi de dün gece mevcutlu tutuldu."

Komite, bu baskıların ve yıldırma politikalarının kendilerini bir araya gelmekten ve eşit yaşamı savunmaktan alıkoyamayacağını vurgulayarak, tüm insan hakları savunucularını, lubunyaları, transları ve aktivistleri yan yana olmaya çağırdı.

İnsan Hakları Derneği'nden Tepki

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi de sürece dair açıklamalarda bulundu. İHD, gözaltına alınan kişilerle avukatların görüştürülmemesinin savunma hakkının engellenmesi ve adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geldiğini belirtti. Dernek, gözaltı işlemlerinin Anayasa'ya aykırı olduğunu vurgulayarak, bu hukuksuzluğa son verilmesini ve gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep etti.

Anayasa'nın 34. maddesi, herkesin önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğunu güvence altına alır. Ancak, bu hak millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi gibi sebeplerle kanunla sınırlanabilir.

Sonuç olarak, 11. İstanbul Trans Onur Yürüyüşü'nde yaşanan gözaltılar ve sonrasında gelişen hukuki süreç, Türkiye'deki LGBTİ+ hakları ve ifade özgürlüğü konularında önemli tartışmaları beraberinde getirdi. Aktivistlerin serbest bırakılması ve adli kontrol kararları, sürecin henüz tamamlanmadığını gösteriyor. Ancak, insan hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşları, aktivistlerin haklarını korumak ve benzer olayların tekrarlanmasını önlemek için mücadeleye devam edeceklerini vurguluyorlar.