Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Elmedin Konakovic'in Avrupa Birliği Barış Gücü Misyonu’na (EUFOR) yaptığı çağrı, bölgede yeni bir krizi tetikledi. Konakovic, Bosna Hersek’in iki entitesinden biri olan Sırp Cumhuriyeti (RS) Başkanı Milorad Dodik’in tutuklanması gerektiğini savundu. Bu talep, bölgedeki siyasi gerginliği daha da artırırken, uluslararası kamuoyunun da dikkatini çekti.
Konakovic'ten Sert Açıklamalar
Konakovic, Almanya'nın Avrupa ve İklimden Sorumlu Devlet Bakanı Anna Lührmann’ın RS’de istenmeyen kişi ilan edilmesine ilişkin yaptığı açıklamalarda, Saraybosna'da yaşanan gelişmelerin olağanüstü bir durum oluşturduğunu belirtti. Lührmann hakkında alınan kararı "terörist eylem ve diplomatik skandal" olarak nitelendiren Konakovic, Alman Bakan’ın Viyana Sözleşmesi kapsamında tüm diplomatik haklara sahip olduğunu vurguladı.
Konakovic, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, ABD, İngiltere ve EUFOR'a resmi mektup göndereceğini belirterek, "Ülke içindeki durum artık tehlikeli boyuta ulaştı. Milorad Dodik, doğrudan Anna Lührmann'ın korkutulmasını ve Banja Luka’dan gönderilmesini istedi. Dodik, bizzat Bakan Lührmann'ın sınır dışı edilmesini organize etti ve bu konuda Sırbistan'dan destek aldı. Yargı acilen harekete geçmeli. EUFOR, acil şekilde duruma müdahale etmeli" şeklinde konuştu.
Lührmann’ın ziyareti öncesinde Sırbistan İçişleri Bakanı Ivica Dacic’in Banja Luka’da bulunduğuna dikkat çeken Konakovic, "Diplomatlara yönelik tehdit, Bosna Hersek yasalarına göre 6 ay ila 5 yıl hapis cezası gerektiriyor. EUFOR’un tutuklama desteği sağlama yetkisi var. Bu destek, ciddi ve zorunlu bir görevdir" ifadelerini kullandı.
Tepkiler Gecikmedi
Konakovic’in açıklamalarına Sırbistan Dışişleri Bakanı Marko Djuric sert tepki gösterdi. Djuric, EUFOR’u göreve çağırmasını "diplomatik açıdan problemli" olarak değerlendirerek, "Konakovic, başarısızlıklarını Sırbistan’a yükleme eğiliminde" görüşünü dile getirdi.
Sırp lider Dodik ise sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Bosna Hersek’te 1992-1995 yılları arasındaki savaşı sona erdiren Dayton Barış Antlaşması’nın korunması için Sırbistan ve Hırvatistan’dan destek isteyeceklerini belirtti. Ayrıca ABD, Rusya ve Fransa’dan da anlaşmaya sahip çıkmalarını talep edeceklerini ifade etti.
Dodik Hakkında Yakalama Kararı ve Siyasi Gerginlik
Bosna Hersek Mahkemesi, ayrılıkçı açıklamalarıyla gündeme gelen Dodik hakkında, Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR) kararlarına uymadığı gerekçesiyle 1 yıl hapis ve 6 yıl siyasi yasak kararı vermişti. Bu kararın ardından RS Ulusal Meclisi (NSRS), Bosna Hersek Yüksek Yargı ve Savcılık Konseyi (VSTV), Bosna Hersek Mahkemesi ve Bosna Hersek Araştırma ve Koruma Ajansı (SIPA) gibi devlet kurumlarının RS'deki faaliyetlerini durdurmuş, Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi bu kararları iptal etmişti.
Tüm uyarılara rağmen ayrılıkçı girişimlerini sürdüren Dodik, NSRS'de "yeni anayasa" hazırlanacağını duyurmuş ve bu taslakta "RS’nin kendi kaderini tayin hakkı" ile "RS ordusunun kurulması" gibi ifadelerin yer alacağı açıklanmıştı. Bosna Hersek Savcılığı, bu girişimlerin ardından Dodik, NSRS Başkanı Nenad Stevandic ve RS Başbakanı Radovan Viskovic hakkında "anayasal düzeni tehdit" suçlamasıyla gözaltı kararı almış, ancak bu kişilerin teslim olmamaları üzerine yurt içi yakalama emri çıkarılmıştı. Son olarak Bosna Hersek Mahkemesi, Milorad Dodik için uluslararası yakalama emri çıkarılması amacıyla Interpol’e başvurmuş, ancak olumlu yanıt alınamamıştı.
Sonuç
Bosna Hersek'te yaşanan bu gelişmeler, bölgedeki kırılgan siyasi dengeleri bir kez daha gözler önüne seriyor. Konakovic'in EUFOR'a yaptığı çağrı ve Dodik hakkındaki yakalama kararları, bölgedeki gerilimi tırmandırırken, uluslararası toplumun da bu duruma nasıl bir tepki vereceği merak konusu. Bosna Hersek'in geleceği, hem iç politikadaki gelişmeler hem de uluslararası aktörlerin tutumuyla şekillenecek gibi görünüyor.