Abbas Kiyarüstemi, İran sinemasının dünyaca tanınan en önemli yönetmenlerinden biridir. Onun filmleri, basit gibi görünen hikayelerin ardında derin anlamlar barındırır. Kiyarüstemi'nin sineması, gerçeklikle kurduğu benzersiz ilişki, doğal oyunculuk performansları ve minimalist anlatımıyla öne çıkar. Agora Kitaplığı'ndan çıkan "Abbas Kiyarüstemi - Bitmemiş Sinema" adlı kitap, bu büyük yönetmenin dünyasına ışık tutuyor. Kitap, Kiyarüstemi'nin söyleşileri ve yazılarından oluşuyor ve onun sinemasına dair önemli ipuçları sunuyor.

Kiyarüstemi'nin "Bitmemiş Sinema" Anlayışı

Kitabın en dikkat çekici noktalarından biri, Kiyarüstemi'nin "bitmemiş sinema" anlayışıdır. Ona göre, bir film yönetmeni filmini tamamen bitirmemeli, seyircinin hayal gücüne alan bırakmalıdır. Bu sayede seyirci, filmin anlamlandırılması sürecine aktif olarak katılır ve filmle daha derin bir bağ kurar. Kiyarüstemi, filmlerinin yaşamasının sırrını da bu şekilde açıklar. Filmlerinde her şeyi açıkça göstermek yerine, bazı boşluklar bırakır ve seyircinin bu boşlukları kendi deneyimleri ve duygularıyla doldurmasına olanak tanır.

Gerçeklik ve Doğallık Arayışı

Kiyarüstemi'nin filmlerindeki gerçeklik ve doğallık arayışı da dikkat çekicidir. O, filmlerinde profesyonel oyuncular yerine sıradan insanlarla çalışmayı tercih eder. Senaryoyu tam metin halinde yazmak yerine, oyuncularıyla sohbet ederek ve onların doğal tepkilerini yakalayarak diyalogları oluşturur. Bu sayede filmlerindeki karakterler ve olaylar daha gerçekçi ve samimi görünür. Örneğin, "Kirazın Tadı" filmindeki bir sahneye dair şunları söyler: "Torpido gözüne bir silah yerleştirdim ve oyuncunun korkmuş görünmesini istediğimde ‘Şu torpidoyu açıp çikolatayı çıkarsana, yiyelim’ dedim." Bu yaklaşım, oyuncularından nasıl doğal tepkiler aldığını gösteriyor.

Sinemadan Hayata Dair Düşünceler

Kitapta, Kiyarüstemi'nin sinemaya, hayata ve aşka dair pek çok düşüncesine yer veriliyor. Onun düşünceleri, zamanın ötesine geçerek güncelliğini koruyor. Kiyarüstemi, sinemayı sadece bir eğlence aracı olarak görmez, aynı zamanda bir yaşam felsefesi olarak değerlendirir. Onun filmleri, insanın varoluşsal sorunlarına, toplumsal ilişkilere ve doğayla olan bağına dair derinlemesine bir bakış sunar. Kiyarüstemi'nin filmlerinden çıkarılacak pek çok ders vardır. Onun sineması, bize dünyayı farklı bir gözle görmeyi, insanları anlamayı ve hayatın güzelliklerini fark etmeyi öğretir.

Abbas Kiyarüstemi'nin sineması, sadece İran'da değil, tüm dünyada büyük bir etki yaratmıştır. Onun filmleri, birçok genç sinemacıya ilham kaynağı olmuştur. Kiyarüstemi, genç sinemacılara şu öğüdü verir: "Yeni başlayan, genç bir film yönetmeniyseniz, çok fazla seçeneğiniz yoksa ama cesaretiniz varsa, o zaman bunu yeni bir tarz yaratmakta değerlendirmelisiniz." Bu öğüt, sadece sinemacılar için değil, hayatın her alanında yeni bir şeyler yapmak isteyenler için de geçerlidir. Kiyarüstemi'nin sineması, bize cesaretli olmayı, farklı düşünmeyi ve kendi yolumuzu bulmayı öğretir.