17 Mayıs 2025 Cumartesi

Sırrı Süreyya Önder'e Veda: Kızının Duygu Dolu Son Mektubu

Siyasetçi, yazar ve yönetmen Sırrı Süreyya Önder'in vefatı Türkiye'yi yasa boğdu. Önder için Taksim AKM'de düzenlenen törende kızı Ceren Önder Kandemir'in okuduğu veda mektubu, törene katılanları ve tüm Türkiye'yi derinden etkiledi. Kandemir, babasıyla olan özel bağını ve onun hayata bakış açısını anlattığı mektubu okurken gözyaşlarına hakim olamadı.

"Artık Dinlen Turna Kuşum"

Ceren Önder Kandemir, mektubuna başlarken babasıyla olan derin iletişimine vurgu yaptı. "Ben ne zaman bir şey yazsam babamı arayıp telefonda sesli konuşurdum. Onunla biz tek bir kişi gibiydik. Sanki kendimi okur gibi okurdum onu, hatalarını görürdüm." diyen Kandemir, mektubunu babasına sesli okuduğunu ve onu duyduğuna inandığını belirtti. Mektubunda, babasının hayatındaki renkleri kaybettiğini ve yeni bir hayatın başladığını ifade eden Kandemir, bu yeni hayatın ürkütücü ve bilinmezliklerle dolu olduğunu dile getirdi.

Kandemir, babasını kaybetme korkusunun kendisi için en büyük kabus olduğunu ve babasının benzersiz kişiliğinin kendisine sadece ölerek acı çektirebileceğini düşündüğünü ifade etti. Babasının gece gece çaldığı enstrümanların sesini, ezberden okuduğu şiirleri ve birlikte içilen kahveleri özlemle andı. Ayrıca, babasının kimseye kıyamayan, iyiliğe üşenmeyen ve birinin onurunu kırmaktan çok korkan bir insan olduğunu vurguladı. "Baba, kalbim kırık" diye aradığında, babasının her zaman yanında olduğunu ve ona babalığına doyurduğunu belirtti.

Öfke Yerine Anlayış

Mektubunda, babasına öfkelenmek istediğini ancak yapamadığını dile getiren Kandemir, babasının Kandıra Cezaevi'nden gönderdiği bir mektup yüzünden kızamadığını ifade etti. Babasının kendisine "Gidecek yolu olmayan, bir amacı olmayan ama hep yanında olan bir babayı sen istemezdin" dediğini hatırlatan Kandemir, şimdi gitmek zorunda olmamasını dile getirdi. Babasının, kendisine öfke duyanlar için "Yoksulluğun ve yoksunluğun öfkesi bu, sakın içinde nefret biriktirme" dediğini hatırlatan Kandemir, babasının öfkesini nereye sakladığını hiç görmediğini ve herhalde kalbine sakladığını düşündüğünü belirtti.

Kandemir, babasının bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kazağı almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığı bu dünyadan gittiğini ifade etti. Babasının giderken neşesinin birazını torunlarına bırakarak, ama rengin tamamını alarak gittiğini belirtti. Kandemir, babasına doyuncana sevgi verdiğini, her gün sevdiğini söylediğini ve doyuncana kadar öpüp kokladığını dile getirdi. "Şimdi tüm renklerim de senin olsun. Gerçi sen orada da dostlarını bulursun. Artık dinlen turna kuşum." dedi.

Mektubunun sonunda, iyi olacaklarını ve çocuklara hep babasını anlatacaklarını belirten Kandemir, babasının şakalarını ağızlarına eğreti dursa bile taklit etmeye çalışacaklarını ifade etti. İçinde tam tarif edemediği bir huzur olduğunu ve artık mücadele etmek zorunda olmadığını bilmenin huzurunu yaşadığını dile getirdi. Babasının kendilerini ayakta son gördüğü gün, onlara bir poşet portakal ve bir kutu yumurta verdiğini hatırlatan Kandemir, babasının torunu için daima bir cebinde mandalin, bir cebinde fıstık ezmesi taşınmasını, teneke kutulardaki ballara ve dinlenme tesislerine olan özel sevgisini hiç unutmayacağını belirtti.

Ceren Önder Kandemir'in mektubu, Sırrı Süreyya Önder'in hayatına ve kişiliğine ışık tutarken, aynı zamanda bir babanın kızına bıraktığı mirasın ne kadar değerli olduğunu da gözler önüne serdi. Önder'in barışı görmek istediği ve çocukların yetim kalmasının kalbini parçaladığı biliniyordu. Kandemir, hastane koridorlarındaki sınıfsız-bayraksız, hüzünlü, umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüğünü ve babasının gözünün arkada, aklının kendilerinde kalmamasını istediğini ifade etti. Mektubunu, babasının kendisine okuduğu dizelerle sonlandırdı:

  • "Biliyorum yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden.
  • Acımaz olur, silinir gider izi bıçağın.
  • Ama hiçbir rüzgâr dolduramaz boş kalan yerini,
  • Bir yaşamdan ötekine birlikte uçan turnaların yerini gökyüzünde."

Sırrı Süreyya Önder'in kızı Ceren Önder Kandemir'in okuduğu bu duygu dolu mektup, bir babanın ardından bırakılan derin izleri ve sevginin gücünü bir kez daha hatırlattı. Sırrı Süreyya Önder'in mirası, barış ve adalet için mücadele edenlerin yolunu aydınlatmaya devam edecek.

İlgili Haberler