Şener Üşümezsoy'dan İstanbul Depremi İçin Şok Uyarı!
İstanbul depremi yeniden gündemde! Son dönemde deprem tahminleriyle adından söz ettiren Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İstanbul'daki riskli fay hatlarına dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. 23 Nisan'da Silivri açıklarında meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından, İstanbul'da hangi fay hatlarının tehlike arz ettiği sorusu yeniden gündeme geldi. Üşümezsoy, özellikle iki fay hattına dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.
Risk Taşıyan Fay Hatları Hangileri?
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Sözcü TV'deki açıklamalarında Marmara Denizi'nde kırılmayan ve risk taşıyan iki fay hattının bulunduğunu belirtti. Bu fay hatlarını şu şekilde tanımladı:
- Silivri çukuru içindeki fay hattı
- Kumburgaz çukuru ile Silivri arasındaki fay hattı
Üşümezsoy, "Marmara'da kırılmayan, risk taşıyan iki tane fay var. Biri Silivri çukuru içinde. Öbürü de Kumburgaz çukuru dediğimiz yerde, Silivri'yle Kumburgaz arasında bu fay. Ve bu kırıldıktan sonra artık başka kırılacak fay yok diyorum, deprem yok demiyorum" ifadelerini kullandı.
"Bütün Artçılar Buraya Dizildi"
Üşümezsoy'un açıklamaları dikkat çekiciydi. Diğer uzmanların aksine, riskin sadece Kumburgaz çukuru ve çevresindeki fay hattında yoğunlaştığını savundu:
"40 tane hoca var, hepsi boydan boya siyahlarla gözüken yer kırılacak derken ben diyorum ki hayır, yalnızca Kumburgaz çukuruyla bu fay kırılacak. Tabiat da beni dinliyor. Bütün artçılar geldi, buraya dizildi. Kumburgaz çukuru dediğimiz, denizin içine konuşlanıyor."
Üşümezsoy, 23 Nisan depreminde kırılan fayın, kendisinin 20 yıldır tarif ettiği fay olduğunu vurgulayarak, Adalar ve Avcılar karşısında herhangi bir artçı olmadığını, artçıların zayıf olan yerlerde yoğunlaştığını belirtti.
İstanbul Depremi İçin Ne Anlama Geliyor?
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un açıklamaları, İstanbul'da yaşayan vatandaşlar için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Özellikle Kumburgaz ve Silivri çevresinde yaşayanların daha dikkatli olması gerektiği vurgulanıyor. Üşümezsoy'un, riskin sadece belirli bir bölgede yoğunlaştığı yönündeki açıklamaları, diğer uzmanların görüşlerinden ayrışsa da, dikkate alınması gereken bir perspektif sunuyor. Unutulmamalıdır ki, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmek ve gerekli önlemleri almak hayati önem taşıyor. Bu bağlamda, yetkililerin ve vatandaşların bilinçli hareket etmesi, olası bir depremde can kayıplarını en aza indirmek için kritik öneme sahip.
