Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Masoud Pezeşkiyan'a yaptığı açıklamada, Moskova'nın ABD ile İran arasında "adil" bir nükleer anlaşma istediğini ve görüşmeleri ilerletmeye yardımcı olmaya hazır olduğunu belirtti. Bu açıklama, uluslararası arenada merak uyandırdı ve nükleer krizin çözümü için umutları artırdı.
ABD-İran Nükleer Görüşmeleri: Son Durum
Tahran ve Washington arasındaki görüşmelerin son turu, başlangıçta 3 Mayıs'ta yapılması planlanmış ancak arabulucu Umman tarafından "lojistik nedenlerle" ertelenmişti. İki ülke, 12 Nisan'dan bu yana üç tur görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmeler, ABD'nin 2018'de İran ile yapılan tarihi anlaşmadan çekilmesinin ardından gerçekleşen en üst düzey temaslar oldu. Rusya'nın bu süreçte arabulucu rolü üstlenmesi, görüşmelerin seyrini değiştirebilir.
Rusya, Şubat 2022'de Ukrayna'ya karşı başlattığı saldırının ardından İran ile askeri ve diplomatik ilişkilerini derinleştirdi. Her iki ülke de büyük Batı yaptırımlarına tabi olmakla birlikte, bu yılın başlarında stratejik bir ortaklık anlaşması imzaladı. Bu yakınlaşma, Batı dünyasında endişe yaratırken, Moskova ve Tahran arasındaki işbirliğinin geleceği merakla bekleniyor.
Rusya'nın Nükleer Enerji Açıklaması
Rusya Dışişleri Bakanlığı, İran ve nükleer silahı olmayan diğer ülkelerin kendi sivil nükleer enerji programlarını geliştirme hakkına sahip olduğunu belirtti. Bu açıklama, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Washington'un İran ile müzakerelerinin amacının Tahran'ın nükleer programının tamamen "dağıtılması" olduğunu belirten sözlerine yanıt olarak yapıldı. Bu durum, nükleer enerji konusunda farklı görüşlerin olduğunu ve uzlaşmanın zorluğunu gösteriyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"İran ve diğer ülkelerin kendi sivil nükleer enerji programlarını geliştirme hakkı vardır. Bu hak, uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınmıştır ve kimse bu hakkı engelleyemez."
Diplomatik Çözüm Arayışları
Rusya, daha önce Washington ile Tahran arasındaki gerginliği çözmek için diplomatik bir çözüm bulmaya ve görüşmelerde her türlü rolü üstlenmeye hazır olduğunu duyurmuştu. Putin'in son açıklaması da bu yöndeki çabaların bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Nükleer krizin çözümü, bölgedeki istikrarın sağlanması ve küresel barışın korunması açısından büyük önem taşıyor.
Olası bir nükleer anlaşmanın bölgeye ve dünyaya etkileri şu şekilde sıralanabilir:
- Bölgesel istikrarın sağlanması
- Küresel nükleer silahlanma yarışının önlenmesi
- Ekonomik işbirliği imkanlarının artması
- Diplomatik ilişkilerin güçlenmesi
Putin'in adil bir nükleer anlaşma çağrısı, ABD ve İran arasındaki gerginliğin azaltılması ve bölgedeki istikrarın sağlanması için önemli bir adım olabilir. Ancak, görüşmelerin nasıl ilerleyeceği ve tarafların hangi noktalarda uzlaşacağı henüz belirsizliğini koruyor. Uluslararası toplum, nükleer krizin çözümü için diplomatik çabalara destek vermeye devam ediyor.