
Özgür Özel'den Bomba İddia: Cuntanın Karargahı Külliye mi?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'deki grup toplantısında yaptığı sert açıklamalarla gündeme bomba gibi düştü. Ekonomiden siyasete birçok konuya değinen Özel, özellikle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne yönelik iddialarıyla dikkat çekti. Özel'in açıklamaları, siyasi arenada büyük bir tartışma başlatacağa benziyor.
Diploma İptali ve Darbe İddiaları
Özel, konuşmasının başında İstanbul Üniversitesi'ndeki diploma iptali sürecine değinerek, bu olayın bir darbe mekanizmasının parçası olduğunu savundu. "Cumhurbaşkanı adayımıza karşı girişilen darbe girişimini birlikte yaşadık" diyen Özel, Ekrem İmamoğlu'na yönelik soruşturmaları da bu kapsamda değerlendirdi. Milyonların milli iradeye sahip çıktığını vurgulayan Özel, cuntacılara teslim olunmadığını ifade etti.
Özel, 4 hafta önce yaşanan olayları ve sonrasında gelişen süreçleri değerlendirerek, diploma iptali kararının siyasi bir darbe girişimi olduğunu iddia etti. Bu süreçte yaşanan görevden almalar ve hızlı kararların, planlı bir operasyonun parçası olduğunu savundu.
- İstanbul Üniversitesi'nde yaşanan dekan değişikliği
- Diploma iptali kararı
- Ekrem İmamoğlu'na yönelik soruşturmalar
- 25 yıl hapis istemiyle açılan davalar
"Cuntanın Karargahı Külliye'dir" İddiası
Özgür Özel'in konuşmasının en dikkat çekici bölümü ise Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne yönelik suçlamaları oldu. "Bu cuntanın karargâhı Külliye'dir, saraydır" diyen Özel, bu yargı darbesinin elinin ve mühimmatının belli olduğunu savundu. Bu iddia, salonda büyük bir yankı uyandırdı ve siyasi arenada yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Özel, bu iddiasını desteklemek için somut kanıtlar sunmasa da, Külliye'nin yargı üzerindeki etkisini ima etti. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsızlığı ve yargı bağımsızlığı konularında soru işaretleri yarattı.
Sonuç
Özgür Özel'in sert açıklamaları, Türk siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Külliye'ye yönelik ağır suçlamalar, iktidar ve muhalefet arasındaki gerilimi daha da artıracağa benziyor. Önümüzdeki günlerde bu iddialara nasıl yanıt verileceği ve siyasi arenada nasıl bir yankı uyandıracağı merakla bekleniyor. Bu durum, Türkiye'deki siyasi kutuplaşmayı derinleştirebilir ve toplumda yeni tartışmalara yol açabilir.