Dışişleri Bakanlığı, AGİT bünyesinde uzun yıllardır faaliyet gösteren Minsk Grubu'nun kapatılması kararını memnuniyetle karşıladığını duyurdu. Bu karar, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecinde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bakanlık, iki ülkenin ortak çabalarıyla mümkün olan bu tarihi kararın, bölgedeki kalıcı barışın tesisi için umut vadettiğini vurguladı.

Minsk Grubu Neden Kurulmuştu?

Minsk Grubu, 1992 yılında AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) bünyesinde, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununa barışçıl bir çözüm bulmak amacıyla kurulmuştu. Grubun eş başkanlığını ABD, Rusya ve Fransa yapıyordu. Ancak, Dağlık Karabağ'daki çatışmaların çözüme kavuşturulmasında beklenen başarıyı gösteremediği eleştirileri yapılıyordu.

Minsk Grubu, Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik çeşitli girişimlerde bulunmuş, taraflar arasında arabuluculuk yapmaya çalışmıştır. Ancak, gelinen noktada, sorunun çözümü için yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğu ve Minsk Grubu'nun bu ihtiyacı karşılayamadığı değerlendirilmiştir. Bu nedenle, Azerbaycan ve Ermenistan'ın doğrudan görüşmeleri ve aralarındaki güvenin yeniden tesis edilmesi ön plana çıkmıştır.

Dışişleri Bakanlığı'nın Açıklaması Ne Anlama Geliyor?

Dışişleri Bakanlığı'nın Minsk Grubu'nun kapatılması kararını memnuniyetle karşılaması, Türkiye'nin bölgedeki barış ve istikrarın sağlanmasına verdiği önemi gösteriyor. Türkiye, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü desteklemekte ve Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesi için çaba göstermektedir. Bu bağlamda, Minsk Grubu'nun kapatılması ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki doğrudan görüşmelerin başlaması, Türkiye tarafından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.

Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Minsk Grubu'nun kapatılmasına ve bağlı yapılarının lağvedilmesine dair AGİT Bakanlar Konseyi tarafından 1 Eylül 2025 tarihinde alınan kararı memnuniyetle karşılıyoruz. İki ülkenin ortak çabalarıyla mümkün olan bu tarihi karar, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecinin önemli merhalelerinden birini teşkil etmiştir." Bu ifadeler, Türkiye'nin Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecine verdiği desteğin açık bir göstergesidir.

Barış Sürecinde Bundan Sonra Ne Olacak?

Minsk Grubu'nun kapatılmasıyla birlikte, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecinde yeni bir dönem başlamış oldu. İki ülke arasındaki doğrudan görüşmelerin artması, güven artırıcı önlemlerin alınması ve kalıcı bir barış anlaşmasının imzalanması hedefleniyor. Bu süreçte, Türkiye'nin de yapıcı bir rol oynaması bekleniyor.

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecinde başarıya ulaşılması, bölgedeki istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle, uluslararası toplumun da bu sürece destek vermesi ve tarafları teşvik etmesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, kalıcı bir barış, sadece iki ülke için değil, tüm bölge için refah ve istikrar anlamına gelecektir.

Minsk Grubu'nun kapatılması, Dağlık Karabağ sorununun çözümü için yeni bir sayfa açılmasına olanak tanıyor. Azerbaycan ve Ermenistan'ın doğrudan görüşmeleri ve aralarındaki sorunları çözme iradesi, bölgedeki kalıcı barışın tesisi için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Türkiye'nin de bu sürece aktif destek vermesi, barışın sağlanmasına katkı sağlayacaktır.