
Kemer Sıkma: Orduya Milyarlar, Halktan Kesinti! Gerçek Ne?
Ekonomi profesörü Clara Mattei, kemer sıkma politikalarının ardındaki gerçekleri açıklıyor. Mattei'ye göre, bu politikalar sadece maliyetten ziyade, aslında bir sınıf savaşı aracı. Ordulara ayrılan milyarların da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini savunan Mattei'nin çarpıcı analizleri, ezberleri bozuyor.
Kemer Sıkma Bir Sınıf Savaşı mı?
Clara Mattei, kemer sıkma politikalarının mali ihtiyatlılıkla bir ilgisi olmadığını, aksine kimin çoğunluğun sırtından zenginleşmesine izin verileceği sorusuyla ilgili olduğunu belirtiyor. Bu durumun, kârları ve yatırımlar üzerindeki özel sektör kontrolünü korumak için işçiler üzerinde yapılan bir baskı olduğunu vurguluyor. Mattei'ye göre, kemer sıkma, devletin tek taraflı bir sınıf savaşıdır.
- Düşük İşgücü Maliyetleri: Kemer sıkma, işgücü maliyetlerini düşürmeyi hedefler.
- Alternatifsizlik Yaratma: İnsanların başka bir toplumsal düzen hayal edememelerini sağlar.
- Kâr Kontrolü: Kârlar ve yatırımlar üzerindeki özel sektör kontrolünü korur.
Merkez Bankaları ve Kemer Sıkma İlişkisi
Merkez bankaları, parasal kemer sıkma önlemlerini uygulayan ana aktörlerdir ve bu durum işgücü piyasası üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Kurumsal bağımsızlıkları, Federal Rezerv Bankası (Fed) veya Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) enflasyonu hedefe almasına olanak tanır, bu da sonuçta “sömürü oranını” etkileyebilecekleri anlamına gelir. Yani, GSYİH’den (Gayrisafi Yurt İçi Hâsıla) karlara giden pay ile ücretlere giden payın karşılaştırılmasıyla ölçülebilir.
Orduya Ayrılan Milyarlar ve Kemer Sıkma Paradoksu
Mattei, orduya yatırılan milyarların da hala kemer sıkma önlemleri olduğunu savunuyor. Çünkü bu durum, işçileri doğrudan güçlendiren bir durum yaratmamaktadır. Askeri-endüstriyel kompleks için ayrılan fonlar, sınıf ilişkilerini değiştirmeden ekonomiyi canlandırmanın bir yoludur. Sosyal harcamalar ise işçileri güçlendirebilir. Bu nedenle, Almanya’da silahlanma harcamaları üzerindeki borç freninin sona ermesi, kemer sıkma ile eşdeğerdir.
Bu durum bir kısır döngüdür: Ordu için yeni borç almak, daha sonra sosyal yardımlarda daha fazla kesinti için bir bahane olarak kullanılacaktır. Almanya’nın (ve bir bütün olarak Avrupa’nın) silahlanma uğruna borç kurallarını askıya almaya istekli olması, kemer sıkmanın salt teknik bir gereklilikten daha fazla derin bir siyasi karar olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak, Clara Mattei'nin analizleri, kemer sıkma politikalarının sadece ekonomik bir araç olmadığını, aynı zamanda derin bir sınıf savaşı stratejisi olduğunu ortaya koyuyor. Orduya ayrılan milyarların da bu stratejinin bir parçası olduğunu savunarak, ezberleri bozuyor ve tartışmaları yeni bir boyuta taşıyor. Bu durum, ekonomik politikaların sadece rakamlarla değil, toplumsal etkileriyle de değerlendirilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.