
İmamoğlu'nun Koruma Müdürüne Şok İddialar! İBB'den Cevap Gecikmedi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB),Başkan Ekrem İmamoğlu'nun Koruma Müdürü Mustafa Akın hakkında ortaya atılan ciddi iddialara yanıt verdi. Sosyal medyada ve bazı basın organlarında yer alan, Akın'ın yüksek maaş aldığı, lüks bir evde yaşadığı ve yolsuzluk yaptığı yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
İBB'den Yalanlama ve Açıklama
İBB tarafından yapılan açıklamada, Mustafa Akın'a 10 farklı iştirak şirketinden maaş verildiği, aylık 1,5 milyon TL gelir elde ettiği, Etiler'de lüks bir evde yaşadığı ve yolsuzluk nedeniyle görevden alındığı yönündeki iddiaların tamamının asılsız olduğu vurgulandı. İBB, bu türden yalan haberlerin kamuoyunu yanıltma ve Mustafa Akın'ı itibarsızlaştırma amacı taşıdığını ifade etti.
İBB'nin açıklamasına göre:
- İddia: Mustafa Akın'a 1,5 milyon TL maaş ödeniyor, Etiler'de lüks evde yaşıyor, 10 iştirak şirketine danışman yapıldı ve yolsuzluk yaptı.
- Gerçek: Mustafa Akın, İBB Özel Kalem Müdürlüğü kadrosunda Daire Başkanı olarak görev yapan bir devlet memurudur. Aylık maaşı 87.000 TL'dir. Sadece Boğaziçi Yönetim AŞ’de yönetim kurulu üyesidir ve bu görevden aldığı huzur hakkı 42.500 TL’dir. Etiler'de lüks bir konutta değil, Etiler İBB lojmanlarında oturmaktadır. Daha önce Cumhurbaşkanlığı koruma ekibinde görev yapmış, sicili temiz, liyakatli bir kamu görevlisidir.
Hukuki Süreç Başlatıldı
İBB, bu türden yalan haberlere karşı hukuki süreç başlattığını duyurdu. Yapılan açıklamada, hem Mustafa Akın'ın ailesinin kişisel olarak hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kurumsal olarak bu iftira ve yalanlara karşı gerekli hukuki girişimleri başlattığı belirtildi. Amaç, kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve bu türden yanıltıcı haberlerin önüne geçmektir.
Mustafa Akın'ın geçmişi ve kariyeri dikkate alındığında, bu türden iddiaların tamamen asılsız olduğu ve karalama amacı taşıdığı açıkça görülmektedir. İBB'nin hızlı ve net açıklaması, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Bu türden dezenformasyon girişimlerine karşı hukuki yollarla mücadele edilmesi, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve kamu görevlilerinin itibarının korunması açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.