
İklim Krizi Alarmı: İnsan Hakları Tehlikede!
Uluslararası Af Örgütü'nün yayımladığı son rapor, iklim krizinin dünya genelindeki insan hakları üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne seriyor. Yedi kıtada 150 ülkeyi etkileyen iklim kaynaklı adaletsizlikler, yoksulluk, çatışma ve siyasi baskı ile birleşerek milyonlarca insanı yerinden ediyor. Rapora göre devletler, verdikleri sözleri tutmakta yetersiz kalıyor ve fosil yakıtlara olan bağımlılık artarak devam ediyor.
İklim Krizinin Küresel Etkileri
İklim krizi, dünyanın dört bir yanında farklı şekillerde kendini gösteriyor:
- Afrika: Sudan, iklim ve çatışma kaynaklı dünyanın en büyük yerinden edilme krizini yaşıyor. Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Kamerun gibi ülkelerde seller yüzlerce insanın ölümüne neden oluyor. Kuraklık ve aşırı yağışlar Somali gibi ülkelerde ekonomik çöküşe yol açıyor.
- Amerika Kıtası: Amazon yağmur ormanları yangınlarla büyük ölçüde tahrip oluyor. ABD ve Kanada gibi yüksek gelirli ülkeler fosil yakıt bağımlılığını sürdürüyor. Brezilya'da seller 2,3 milyon kişiyi etkiliyor ve 600 bin kişi yerinden oluyor.
- Asya-Pasifik: Hindistan, Pakistan, Nepal gibi ülkelerde sel ve heyelanlar can alıyor. Delhi'de hava kirliliği rekor kırıyor. Vietnam, Endonezya, Kamboçya gibi ülkelerde çevre savunucuları baskı ve hapisle karşılaşıyor.
- Avrupa ve Orta Asya: Yunanistan ve Portekiz'de sıcak hava dalgaları ölümlere neden oluyor. Türkiye'nin iklim politikaları "kritik ölçüde yetersiz" olarak değerlendiriliyor. AİHM, İsviçre'nin yetersiz politikalarının insan haklarını ihlal ettiğine hükmediyor.
- Orta Doğu ve Kuzey Afrika: Irak ve Ürdün su kriziyle karşı karşıya kalıyor. Kuveyt, Bahreyn, BAE ve Suudi Arabistan fosil yakıt üretimini artırma planlarını sürdürüyor.
Devletler Sözünü Tutmuyor
Raporda, en çok karbon salımı yapan ülkelerin, düşük gelirli ve en çok zarar gören ülkelere sadece cüzi yardımda bulunduğu vurgulanıyor. Şirketlerin çevre ve halk sağlığı üzerindeki etkilerinden yetersiz düzenlemeler sayesinde sıyrıldığı, aktivistlerin ve sivil toplumun taleplerinin ise çoğunlukla görmezden gelindiği belirtiliyor. Uluslararası Af Örgütü, devletlerin 2024 itibariyle iklim konusunda verdikleri sözlerin büyük çoğunluğunu yerine getirmediğini, tersine fosil yakıta bağımlılığı artıran politikalar izlemeye devam ettiklerini belirtiyor.
Öte yandan, AB’nin büyük şirketleri insan hakları ve iklimle ilgili sorumluluk altına sokan “Kurumsal Sürdürülebilirlik Yönergesi”, rapora göre umut veren ender adımlardan biri olarak değerlendiriliyor.
İklim krizi artık sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda temel bir insan hakları meselesi haline gelmiştir. Gerekli adımlar atılmazsa, 2025 ve sonrasında dünya daha derin insani ve ekolojik krizlerle karşı karşıya kalacaktır. Bu nedenle, devletlerin ve uluslararası toplumun acil ve kararlı bir şekilde harekete geçmesi gerekmektedir.