İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi'nde AKP ve CHP grupları arasında yaşanan telefon numarası krizi, gündeme bomba gibi düştü. Deprem konusunun siyaset üstü olması gerektiği vurgulanırken, meclis üyeleri arasındaki gerginlik kameralara yansıdı.

Krizin Fitili Nasıl Ateşlendi?

Tartışmanın fitili, AKP grubunun CHP'li meclis üyelerinin telefon numaralarını talep etmesiyle ateşlendi. CHP grubu, bu talebe sert tepki göstererek, kişisel verilerin korunması ilkesini hatırlattı. AKP ise, deprem çalışmalarında koordinasyonun sağlanması amacıyla numaraların gerekli olduğunu savundu. İki taraf arasındaki sözlü atışma, zaman zaman yükselen ses tonlarıyla meclis salonunda yankılandı.

CHP'li Meclis Üyesi Ayşegül Okumuş, "Deprem gibi hassas bir konuda bile siyasi rant elde etmeye çalışmak kabul edilemez. Kişisel verilerin korunması en temel haktır," ifadelerini kullandı.

AKP'li Meclis Üyesi Mehmet Emin Yavuz, "Amacımız kimsenin kişisel verilerini ihlal etmek değil. Depremde hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edebilmek için koordinasyon şart. Bu nedenle tüm meclis üyelerinin iletişim bilgilerine ihtiyaç duyuyoruz," şeklinde konuştu.

Deprem, Siyaset Üstü mü?

Tartışmanın odağında, deprem konusunun siyasi çekişmelerden uzak tutulması gerektiği fikri yer alıyor. Her iki parti de, deprem riskinin Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olduğu konusunda hemfikir. Ancak, çözüm yolları ve işbirliği yöntemleri konusunda ayrılıklar yaşanıyor.

• Deprem bölgesindeki çalışmaların hızlandırılması
• Kentsel dönüşüm projelerinin desteklenmesi
• Afet bilincinin artırılması
• Koordinasyonun sağlanması

Bu adımlar, depremle mücadelede atılması gereken önemli adımlar olarak görülüyor. Ancak, siyasi çekişmeler bu adımların hayata geçirilmesini zorlaştırıyor.

Sonuç

İBB Meclisi'nde yaşanan bu olay, Türkiye'deki siyasi kutuplaşmanın deprem gibi hayati bir konuda bile nasıl kendini gösterdiğini gözler önüne seriyor. Umuyoruz ki, siyasi partiler arasındaki diyalog ve işbirliği artırılarak, depremle mücadelede daha etkili sonuçlar alınabilir. Unutulmamalıdır ki, deprem siyaset üstü bir meseledir ve hepimizin ortak sorumluluğundadır.