17 Mayıs 2025 Cumartesi

Gülizar Filmi: Taciz, Yalnızlık ve Kadının Sessiz Çığlığı

Belkıs Bayrak'ın yönettiği Gülizar filmi, günümüz sinema sektöründe dikkat çeken yapımlardan biri olarak öne çıkıyor. Film, istemediği biriyle evlendirilmek istenen bir kadının yaşadığı tacizi ve sonrasında içine düştüğü yalnızlığı konu alıyor. Yönetmen Belkıs Bayrak, sinemanın anlatı zenginliğini kullanarak, izleyiciyi düşündürmeyi ve hissettirmeyi amaçlıyor.

Gülizar'ın Evrensel Hikayesi

Gülizar'ın hikayesi, ilk bakışta Türkiye'ye özgü gibi görünse de, aslında evrensel bir duygunun peşine düşüyor: Bir kadının yalnız kalma korkusu, başına gelenin inkar edilmesiyle yaşadığı çaresizlik ve suskunluk. Yönetmen Belkıs Bayrak, filmi uzun süredir zihnini meşgul eden bir sorudan yola çıkarak oluşturduğunu belirtiyor: "Bir kadın, başına geleni neden anlatamaz?" Bu soru, sadece toplumsal baskılarla açıklanamayacak kadar derin bir sessizliği işaret ediyor. Gülizar, işte o sessizliğe kulak verme ve onu görünür kılma çabası.

Fiziksel ve Toplumsal Mesafeler

Salgın süreci ile birlikte mahremiyet ve insanlar arasındaki mesafe hususları yeniden tanımlanır hale geldi. Gülizar'da bir kadının tacize uğramasının çok ötesinde insanlar arası ilişkilere atıf var. Film, sadece bir taciz hikayesi değil, aynı zamanda "güven" temasını işliyor. Birbirimize ne kadar yaklaşabiliyoruz? Ne zaman yabancılaşıyoruz? Fiziksel mesafenin ötesinde, duygusal ve toplumsal mesafeleri de sorgulayan bir anlatı kurmaya çalıştım.

Salgın, elbette bu mesafe ve mahremiyet kavramlarını daha görünür hale getirdi ama bence bu sorunlar zaten vardı; sadece daha fazla görünür oldular.

Seyirciyi Duyma ve Sezmeye Davet

Yönetmen Belkıs Bayrak, taciz sahnesini göstermeden anlatmayı tercih etmesinin nedenini şöyle açıklıyor: "Göstermek, bazen anlamanın önüne geçebiliyor. Seyircinin o an ne hissettiğini kontrol etmek değil, onlara hissetmeleri için alan açmak istedim." Taciz sahnesini göstermemek bilinçli bir tercihti; çünkü orada esas olan eylemin kendisi değil, Gülizar'ın o andan sonra içine düştüğü yalnızlık ve çaresizlikti. Seyirciyi olayı "görmeye" değil, "duymaya" ve "sezmeye" davet ettim. Bu, belki de sinemanın en kırılgan ama en güçlü alanlarından biri.

Gülizar'ın festival yolculuğu, filmin farklı ülkelerde karşılık bulmasıyla yönetmen için umut verici oldu. Bu kadar yerel bir hikayenin evrensel yankılar uyandırması, sinemanın diliyle ilgili inancı pekiştirdi. Festivaller, özellikle bağımsız sinemacılar için yalnızca bir vitrin değil; düşünsel ve duygusal bir dayanışma alanı.

Belkıs Bayrak, sinema yolculuğunda sessiz kalmış bir bakışın izini sürmek için mücadele ediyor. Sinema, onun için bir ifade biçimi olmanın ötesinde, aynı zamanda bir duyma ve duyurma biçimi. Bazen kendi adına, bazen de başkasının sesi olabilmek için; sessiz kalmış bir bakışın izini sürmek için sinema yapıyor.

Film çekmek gittikçe zorlaşan bir alan. Özellikle bağımsız sinema yapmaya çalıştığınızda hem üretken hem de yapımcı olmak zorundasınız. Gülizar'da da en büyük zorluk, sınırlı kaynaklarla hayal ettiğimiz dünyayı kurabilmekti. Ama bu sınırlılıklar, aynı zamanda üretmenin önünü de açtı. Ekip arkadaşlarımın özverisi, oyuncuların inancı ve sabrı olmasaydı, bu film ortaya çıkmazdı.

Belkıs Bayrak, oyuncularla çalışırken ilk önceliği, onların iç dünyalarına alan açmak oluyor. Fazlalıklardan arınmış, yalnızca anı yaşayan ve taşıdığı duyguyu dışa vurmak yerine içinde taşıyan bir oyun biçimi… Bu doğrultuda Ecem Uzun ve Bekir Behrem’le çalışmak, film için büyük bir şanstı. Her ikisi de karakterlerini kendi iç ritimleriyle kurdular. Provalarda çok konuştuk ama sette çoğu zaman sessizliğin içinde çalıştık.

Belkıs Bayrak, şu sıralar Parlaktan Daha Parlak Bir Söz adını taşıyan, hafıza, suç ve sadakat ekseninde şekillenen yeni bir uzun metraj üzerinde çalışıyor.

Gülizar filmi, tacizin bir kadının hayatında yarattığı derin travmaları ve toplumun bu konudaki sessizliğini etkileyici bir şekilde ele alıyor. Belkıs Bayrak'ın yönetmenlik başarısı ve oyuncuların performanslarıyla birleşen bu yapım, izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Film, kadının yalnızlığı, çaresizliği ve sessiz çığlığına dikkat çekerek, toplumda farkındalık yaratmayı hedefliyor.

İlgili Haberler