Gazze'de Kan Donduran Katliam! İsrail'den Tahliye Yalanı mı?
Gündem

Gazze'de Kan Donduran Katliam! İsrail'den Tahliye Yalanı mı?


25 May 20255 dk okuma23 görüntülenmeSon güncelleme: 04 September 2025

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği son saldırıyla yine dünya kamuoyunun tepkisini çekti. Aynı aileden 9 kardeşin, en küçüğü henüz 6 aylık bir bebekken hayatını kaybettiği bu saldırı, İsrail'in "bölgeyi tahliye ettik" açıklamalarıyla daha da tartışmalı bir hale geldi. İsrail'in bu savunması, uluslararası arenada büyük yankı uyandırırken, olayın detayları ve bölgedeki gelişmeler merak konusu oldu.

Gazze'de Yaşanan Son Katliam

İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberine göre, İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta 9 çocuğun ölümüne neden olan saldırıyı inceleyeceğini duyurdu. Ordu, saldırının bir savaş uçağı tarafından gerçekleştirildiğini ve "şüpheli" hedeflere yönelik olduğunu iddia etti. Ancak, bu açıklama, hayatını kaybeden çocukların aileleri ve uluslararası insan hakları örgütleri tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Saldırının, sivillerin yaşadığı bir bölgede gerçekleşmesi ve çocukların hedef alınması, savaş suçları kapsamında değerlendiriliyor.

Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nde görev yapan Doktor Ala en-Neccar'ın çocukları Yahya (12),Rakan (10),İf (9),Cubran (8),Rislan (7),Rifan (5),Sidin (3),Lokman (2) ve 6 aylık Sidra, bu acımasız saldırıda yaşamlarını yitirdi. Çocuklardan 7'sinin cesedine ulaşılırken, 2'si hala enkaz altında. Doktorun eşi Hamdi en-Neccar (40) ve çocuklarından Adem (11) ise yaralı olarak kurtarıldı ve yoğun bakıma alındı. Olayın en acı detaylarından biri, Doktor Ala en-Neccar'ın hastaneye gitmek için evden ayrılmasının ardından evinin hedef alınmasıydı.

İsrail'in "Tahliye" İddiası ve Gerçekler

İsrail ordusunun "bölgedeki sivillerin önceden tahliye edildiği" yönündeki açıklaması, olayın vahametini daha da artırıyor. Eğer bölge tahliye edilmişse, çocukların ve ailelerin orada ne aradığı sorusu akıllara geliyor. Bu durum, İsrail'in açıklamalarının ne kadar güvenilir olduğu konusunda ciddi şüpheler uyandırıyor. Uluslararası gözlemciler ve insan hakları örgütleri, İsrail'in bu tür açıklamalarının, gerçekleştirdiği saldırıları meşrulaştırma çabası olduğunu belirtiyor.

Gazze'deki durumun vahametini anlamak için, bölgenin demografik yapısını ve yaşanan insani krizi göz önünde bulundurmak gerekiyor. Gazze Şeridi, dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri ve uzun yıllardır süren abluka nedeniyle büyük bir insani krizle karşı karşıya. Temel ihtiyaçlara erişimde yaşanan zorluklar, sağlık hizmetlerinin yetersizliği ve sürekli devam eden çatışmalar, Gazze'deki yaşamı dayanılmaz hale getiriyor.

  • Gazze'de yaşayan insanların büyük bir çoğunluğu mülteci kamplarında yaşıyor.
  • Temiz su, elektrik ve gıda gibi temel ihtiyaçlara erişim oldukça sınırlı.
  • Sağlık sistemi çökmüş durumda ve hastaneler yetersiz kaynaklarla hizmet vermeye çalışıyor.
  • Çocuklar, travma ve psikolojik sorunlarla baş etmek zorunda kalıyor.

Ateşkes İhlalleri ve Kalıcı İşgal Planları

İsrail ordusu, 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesi bozarak, 18 Mart sabahı Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına yeniden başladı. Bu saldırılarda, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere binlerce Filistinli hayatını kaybetti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze Şeridi'nin tamamını işgal edeceklerini duyurması, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırdı. İsrail'in Gazze'yi kalıcı olarak işgal etme planı, Filistinlilerin topraklarından sürülmesine ve bölgedeki demografik yapının değiştirilmesine yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve işgal planları, uluslararası hukuka aykırı ve insanlık değerlerine aykırı bir durum teşkil ediyor. Uluslararası toplumun, bu saldırıları durdurmak ve Filistin halkının haklarını korumak için daha etkili adımlar atması gerekiyor. Aksi takdirde, Gazze'de yaşanan insanlık dramı daha da derinleşecek ve bölgedeki barış umutları tamamen tükenecek.

Gazze'de yaşanan bu son katliam, İsrail'in bölgedeki politikalarının ve askeri operasyonlarının sorgulanmasına neden oluyor. Sivillerin korunması, uluslararası hukukun temel bir ilkesi olmasına rağmen, Gazze'de yaşananlar bu ilkenin sürekli olarak ihlal edildiğini gösteriyor. Uluslararası toplumun, bu ihlallere karşı daha kararlı bir duruş sergilemesi ve Gazze'deki insanlık dramına son vermek için somut adımlar atması gerekiyor.