
Barışa Giden Yol: Dünyada Artan Çatışmalar ve İnsan Hakları Mücadelesi
Dünya genelinde artan çatışmalar ve silahlanma yarışları, barış mücadelesini her zamankinden daha önemli hale getiriyor. İnsan hakları savunucuları ve barış yanlıları, bu zorlu koşullarda barışın inşası için aktif rol oynamaya çağırılıyor. Birleşmiş Milletler'in (BM) Dünya Barış Günü'nü "Barışçıl Bir Dünya İçin Hemen Harekete Geç!" temasıyla kutladığı bu dönemde, barışın önündeki engelleri aşmak ve kalıcı çözümler üretmek için küresel çapta iş birliği ve siyasi iradeye ihtiyaç var.
BM'nin Rolü ve Siyasi İrade Erozyonu
BM'nin barışın sağlanmasındaki rolü tartışılırken, örgütün karar alma mekanizmalarındaki eksiklikler ve siyasi irade erozyonu eleştiriliyor. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından yayınlanan İstanbul Bildirisi, insan haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik politikaların uygulanmasının siyasi iradeye bağlı olduğunu vurguluyor. Uluslararası toplumun, insan hakları ihlallerini önleme konusunda daha etkin adımlar atması ve siyasi iradeyi güçlendirmesi gerekiyor.
TİHV'in İstanbul Bildirisi'nde şu ifadelere yer veriliyor:
"Barışın inşası gibi insan haklarının korunması, geliştirilmesine yönelik politikaların uygulanması da siyasi irade meselesidir."
Dünyadaki Çatışmalar ve Silahlanma Yarışı
Cenevre Akademisi'nin verilerine göre, dünyada farklı düzeylerde 110 silahlı çatışma ve savaş devam ediyor. Bu çatışmaların 45'i Ortadoğu'da yaşanırken, bölgedeki şiddet riski ve insan hakları ihlalleri endişe verici boyutlara ulaşıyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) raporu ise askeri harcamaların dünya genelinde arttığını gösteriyor. ABD, 997 milyar dolarlık askeri harcamayla listenin başında yer alırken, Türkiye 2024'te en fazla harcama yapan ülkeler sıralamasında 17. sırada bulunuyor.
- Savaş: Yaşam hakkı ihlali, sağlık, barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçların giderilememesi anlamına gelir.
- Çatışma ortamında: İfade özgürlüğü kısıtlanır ve bilgiye erişim engellenir.
- Barış ise: Yaşam hakkının korunmasını, ifade özgürlüğünün ve diğer insan haklarının rahatça kullanılabilmesini sağlar.
Gazze'deki Durum ve Barış Mücadelesinin Önemi
Ortadoğu'daki çatışmaların en acı sonuçlarından biri Gazze'de yaşanıyor. İsrail'in askeri harcamalarındaki artışın ardından Gazze'de Filistinlilere yönelik saldırılar yoğunlaşırken, binlerce sivil hayatını kaybediyor. ACLED'in verilerine göre, Filistin durumu giderek ağırlaşan yerler arasında ilk sırada yer alıyor. Bu durum, barış yanlılarının daha aktif bir tutum sergilemesi ve Filistinlilerin barışa ulaşması için mücadele etmesi gerektiğini gösteriyor.
SIPRI raporunda İsrail'in askeri harcamalarıyla ilgili şu bilgiye yer veriliyor:
"İsrail'in 2024'teki askeri harcamaları %65 artarak 46,5 milyar ABD dolarına ulaştı. Rapor bu oranın 1967'deki Altı Gün Savaşından bu yana en yüksek oran olduğuna dikkat çekiyor."
Daha fazla silah, daha fazla ölüm demektir. İsrail’in silahlara bu kadar harcama yapmasının kaçınılmaz sonucu Gazze’de Filistinlilere uyguladığı soykırım oluyor.
Dünyanın dört bir yanında barış mücadelesi yürütmek, insan hakları savunucuları ve barış yanlıları için bir zorunluluktur. Savaşların ve çatışmaların etkisini azaltmak ve tersine çevirmek için harekete geçme zamanı gelmiştir. Barış için daha fazla çaba sarf etmek ve barışı inşa etmek, hepimizin sorumluluğundadır.